Choarthistory

Doğal objelerden (deniz kabuğu, mercanlar, meyve, çiçek, yaparak, böcek ve benzeri), dokulardan (ağaç, deri, kumaş, maden ve benzeri), geleneksel tarzdan (milli kültür) kap kaçak  formlardan, soyut geometrik formlardan ve dokulardan oluşan kombinasyonlardan, kombin tarzından ( bir veya birkaç tarzın bir arada kullanımı) esinlenilerek oluşurlar.

Seramik Malzeme Nedir? Endüstriyel üretim ( sanayi, sıhhi malzeme, ileri teknoloji ürünleri ve benzerinde), sanatsal üretimde, mimari süslemede (iç mekan ve dış mekanda), kap-kaçak (sofra araçları), küçük boy süs eşyası yapımında kullanılan malzemelerin bütünüdür.

Anadolu Selçuklu devleti, “1243” tarihinde “Moğolistan'ın” Anadolu’daki “mülki ve idareyi” ele geçirmesi ile yıkılmıştır. Ancak son Selçuklu yöneticisi “II'inci Giyaseddin Mesud'un , Kayseri de 1308” yılında ölümüyle varlığını resmen sona erdirmiştir. Moğolistan baskılarına yegane diren millet ise “Türkmenlerdi.” Türkmenler, Moğolların baskısı sonucu Anadolu'nun “uç bölgelerine ve sarp yerlerine” yerleşmiştirler.

 Renkler “üst üste” sürülür ve birbirlerine karışmaması için “su” ile  inceltilmiş "toprak boyalar” kullanılırdı. “XIV ve XVII’inci yüzyılda” bu boyaları sabitleme için “taze yumurta sarısı” kullanılırdı. Yumurta sarısı ile hazırlanan boyalar kuruduktan sonra ikinci kez kullanılmamaktadır ve her kullanım için “yeni boya” hazırlanmaktadır. Bundan dolayı zaman içerisinde boyalar yumurta sarısı yerine “suda eritilmiş tutkal” eklenmeye başlandı. Bu teknikte suda eritilmiş tutkalın içine “bir damla pekmez ya da iki damla üzüm” suyu katılır, böylece boyalar kurusa bile istenildiğinde şu ile eritilerek yeniden kullanılırdı. Minyatür kullanımına uygun “fırçalar kedi tüyünden” yapılmış “çok ince” fırçalardır. Kağıtlar is “yumurtalı ve aharlı” kağıtlardır. Yumurtalı kağıtlar “yumurta akı” ile bir miktar “şapın sıvılaşıncaya” kadar bir fincan içinde “karıştırılıp kağıda sürülmesi ve kuruduktan sonra kuru ceviz veyahut ıhlamur ağacından” bir tahta üzerinde mühürlenmesiyl...

Çok ince işlenmiş ve küçük boyutlu resimlere denir. Orta Çağ döneminde Avrupa’ da el yazması kitaplarda baş harfler kırmızı bir renk veren “Minium” olan kurşun oksit madde ile boyanırdı. Minyatür sözcüğü de buradan türemiştir. Bizde eskiden resimlere “Nakış ya da Tasvir” denilirdi. Minyatür içinse daha çok “Nakış” kelimesi kullanılır. Resimleri yapan sanatçıya ise “Resim yapan, Ressam” anlamında “Musavvir” denirdi. Minyatür daha çok “Kağıt, Fildişi ve benzeri maddelere” yapılırdı. Minyatür resminin bir “Doğu” sanatı olduğu “Batı’dan” doğuya geldiği ileri sürülmektedir. Minyatür, kitapları resimlere için yapıldığından boyutları “küçük” yapılmıştır. Bu “ortak” bir özelliktir. “Nakkaşlar” kitap metinlerinde anlatılan olayları resimlerken “gölge, perspektif veya renk değerleri” gibi Avrupa’ya ait unsurları aramamışlardır. Nesnelerine çoğu kez canlıları “soyutlayarak” katmış, onları gerçek görünümlerinden “farklı” olarak, daha çok “düşündüklerini ve tasarladıklarını” resmetmişlerdir. İ...